Romanların Maneviyat Sorunu

Geçtiğimiz günlerde Edirne’de 30.İl Müftüler İştişare toplantısı yapıldı. Roman Hakları Forumu başkanı olduğunu ifade eden Bahattin Ulusoy, basına vermiş olduğu demeçte romanlarla ilgili açıklamalarda bulunan Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez’e teşekkür ettiğini açıklamıştır. Ancak, açıklamalarında kullandığı "30. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda Romanlarla alakalı alınan karar izim için bir milattır, çok fazla önemlidir. Roman toplumu olarak ihtiyaç eğitim gerekse istihdam hususunda geri kalmış bir toplumuz. Bunlarda yavaş yavaş ilerliyoruz. Bunun bir ayağının da din olduğunu düşünüyorum. Din hususunda da da Roman vatandaşları üzerinde yoğun çalışmalar yapılması gerektiğine inananlardanım. Manevi alanda eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Bu çalışmaların hızlı bir şekilde yapılması taraftarıyım." Açıklamaları karşısında dehşete düşüp, kabul edilmesi mümkün olmayan sözler kullanması bizlerde büyük bir şaşkınlık ve üzüntü yaratmıştır. Bilinmesinde büyük fayda gördüğümüz konuların başında romanlarda maneviyat eksikliği yoktur. Romanların yaşamış oldukları istihdam, barınma, eğitim ve sağlık gibi sorunlar  maneviyat eksikliği ile bağdaştırılması büyük bir sorumsuzluk örneği ve af edilemez bir yaklaşımdır. Demek bizim suçumuzun bir parçası din ayağımızın eksik olması imiş de haberimiz yokmuş. Öyle ya,  bizim sakalımız yok, Bahattin Ulusoy’un sakalı var bizim romanlarda   buna inanacak.

              Burada sapla saman birbirine karıştırılmış bir anlamda din ticaretine başlandığı görülmektedir. Kısaca Roman Hakları Forumu başkanı olduğunu ifade eden Bahattin Ulusoy,  haddini aşmış, sorumluluğunu yitirmiştir. Dün farklı yapılar içinde parende atan bu kişi romanların maneviyatı ile ilgilenmeye başlaması  çok düşündürücüdür. Din konusu hassas bir anlayıştır. Kaldı ki, romanların maneviyat eksikliği olduğunu ifade etmek dinen yetersiz saymak, küçümsemek anlamdadır. Yönünü ve yörüngesini kaybeden Bahattin Ulusoy,  şunu bilmelidir. Roman sorunu sadece Roman Hakları Forumunun sorunu olmayıp, tüm roman derneklerinin ve hak savunucuların sorunudur. Bizler konuşurken kişisel değil tüzel kişiliğimize dayanarak konuşuyoruz.Her roman derneğinin açıklamaları birbirine bağlar sıkıntı yaratacak beyanlardan uzak durmalıyız.Ön plana çıkıp,kardeşimiz  siyasette  sivrileyim derken sivrisinek gibi yere çakıldığının farkına varması gerekir