McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
İslam düşmanı Metin Uca öldü
Bu haber 16 Nisan 2016, Cumartesi 21:02 tarihinde eklendi. 1570 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

DÜNYA’NIN GİZLİ YÖNETİCİLERİ VE ÖZEL ORDULARI

Birkaç yıl sonra,yine NATO komutanlığına bağlı ACC (Müttefik Gizli Komitesi) adlı ikinci bir komite daha kuruldu. CPC’ye göre biraz daha gevşek yapıdaki bu komitede zamanla NATO’ya üye bütün ülkelerin temsilcileri alındı. Süper NATO’yu işte bu iki komite aracılığıyla ABD yönetti.
DÜNYA’NIN GİZLİ YÖNETİCİLERİ VE ÖZEL ORDULARI Onlar Dünya’nın kötü Elementleri ve virüsleri Politik, Ekonomik, Askeri ve Siyasi anlamda, toplumsal anlamda her yerde Dünya’nın her yerine yerleşmiş vaziyetteler..! Özel Orduları bile oldu..!

DÜNYA’NIN GİZLİ YÖNETİCİLERİ VE ÖZEL ORDULARI

1 Ağustos 1949’da İtalya Nato’ya girdi. 1 Eylül 1949’da SIFAR (ordu istihbarat servisi) faaliyete geçti. Doğduğundan?itibaren?Illuminatının?çıkarlarına?bağlı?kalacak?olan? SIFAR’ın?örgütlenmesi,?daha sonra ki aşamada Nato Genel Sekreteri olan Savunma Bakanı M.Bronzo tarafından bu teşkilat örgütsel bazda geliştirildi…. 

Washington için yararlı bilgiler toplayan ve İtalya ordusunun NATO’ya bağlılığını denetleyen SIFAR çeşitli Amerikan gizli servislerinin de bir anlamda gayri resmi şubesiydi.

1949 yılında Kuzey Atlantik Antlaşması imzalandıktan sonra Batı Birliği Gizli Komitesi NATO’nun askeri aygıtına aynen monte edildi. Doğrudan Amerikalı NATO Başkomutanına bağlı örgütün diğer bölümlerinde çalışan görevlilerin bile giremediği NATO Güvenlik Dairesine bağlandı.?1951?yılında Batı Birliği Gizli Komitesinin adı Gizli Planlama Komitesi (CPC) olarak değiştirildi.


Birkaç yıl sonra,yine NATO komutanlığına bağlı ACC (Müttefik Gizli Komitesi) adlı ikinci bir komite daha kuruldu. CPC’ye göre biraz daha gevşek yapıdaki bu komitede zamanla NATO’ya üye bütün ülkelerin temsilcileri alındı. Süper NATO’yu işte bu iki komite aracılığıyla ABD yönetti.



Frank Wisner kurduğu “derin devlet”le (Stay Behind) övünürdü. İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da olan Wisner, Türkiye’deki çalışmalarıyla göz doldurmuş olacak ki Pentagon’dan dünyanın dört bir tarafına kollarını saran gizli örgütlenmeyi kuran kişi olarak seçilmiştir.



Wisner’in Türkiye’deki bağlantılarının ve faaliyetlerinin araştırılması, Türkiye’nin Küçük Amerika” yapılması ve Türk Devleti’nin içine Amerikan derin devletinin yuvalandırılması sürecine ışık tutacaktır.


Wisner, kurduğu gizli örgütle o denli haşır neşir oldu ki; sonunda örgütün yaptığı kirli işler karşısında kontrolden?çıktı. Wisner 1965 yılında intihar?etti.?Cenazesinde yapılan konuşmalarda cephede savaşmış ve vurulmuş bir asker gibi muamele edilmişti..


CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen örgüt 1965 yılında ABD ile işbirliği içinde casusluk ve gerilla savaşı yapmak üzere örgütlendi. Örgütün ilk eğitim kampı Sardunya’da kuruldu. Resmi adı Müttefik Koordinasyon Komitesi idi. ABD’nin büyük tekellerinden Rockefeller Grubu 1956 yılında ileri sürdüğü bir öneriye göre, ABD’nin çıkarlarına uygun düşmeyen herhangi bir durumu düzeltmek için dünyanın neresinde olursa olsun, derhal müdahale edebilecek yeteneklere sahip özel askeri birlikleri kurulmalıdır. Bu özel askeri birliklerin çok hareketli olması ve çeşitli lokal harpleri başarıyla sona erdirecek yetenekte bulunması gerekir.



Rockefeller Grubunun önerdiği özel askeri birlikler Amerikan kontrgerillanın ilk aşamasını meydana getiriyordu.?Bu öneri doğrultusunda Stratejik Müdahale Birlikleri kurulmuştur Kontrgerillaların fikir babalarından bir diğeri uluslararası Yahudi Lobiler, Bilderberg, Trilateral ve CFR üyesi Mc Namaradır. Görüldüğü gibi her yerdeler..!

Amerika Eski Savunma Bakanı Dünya Bankasının yıllarca başkanlığını yapmış olan Mc Namara “anti-savaş taktik ve biçimlerini iyice öğrenmiş ve dış müdahalelerde özel silahlar ile donatılmış küçük birlikler kurmak gerekir” demişti. Bu kuvvetler kontralardır. Bu örgütlenme tüm dünyada yapıldı.



Rockefeller Grubunun bir raporunda kontraların amacı şu şekilde açıklanmıştır.

“Gerek bizim gerek dünya devletlerinin güvenliğini sağlamak için mahalli kuvvetler ve akımlar tarafından sıkışık durumda bırakılmış olan dost hükümet ve rejimlere silahlı yardımlar yapmak zorunluluğunu duymalıyız.


Bu zorunlulukla yapılacak askeri müdahale, ne klasik askeri stratejiye uymakta ne de geleneksel diplomatik müdahaleye benzemektedir. Bu askeri müdahalenin kendine özgün bir niteliği ve biçimi vardır. Bu konuda Yahudi Lobisi’nin bir numaralı ismi 40’lar Meclisinin Başkanı olan sınırlı savaş kuramcılarından Kissinger’in görüşlerine bakalım..

“Eğer hür dünya, yavaş fakat sürekli bir erozyondan kurtulmak istiyorsa, lokal savunma?savaşlarına hazıranmalı ve bu savaşlar için gerekli önlemleri alıp, gerekli ordular kurulmalıdır. Sömürgeciliğe karşı ayaklanma hareketinin hemen her tarafı sardığı bir dönemde, Pentagon’daki bazı otoriteler hala toptan-red-yıldırma stratejisinde?inatla ayak diretiyorlar. Bir yandan?hür dünyanın sosyalist devletlere karşı konvansiyonel bir denge kuramayacağını söylerken diğer yandan yıldırma stratejisinde ayak diretmek anlaşılmaz bir tutumdur.”

Kissinger, Nucleear Weapons And Foreign Policy adlı kitabında topyekun savaş ile bölgesel savaşın uygulama ve sonuçlarını incelemiştir. Kissinger’e göre topyekun savaş ABD için dolayısı ile kapitalizm için intihardır.

Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki Ulusal Kurtuluş Savaşları ancak bölgesel sınırlı savaşlarla önlenebilir. Bu bölgenin sınırı sosyalist blok ülkeleri sınırlarından başlar.. 

Türkiye’de sınırlı savaş bölgesi içindedir…!

Başta da dediğim gibi; onlar her yerde ordularını kuruyor… Şimdi Hedeflerinde biz varız..! Özel ordularını PYD-YPG-Asala’yı ve malum hain kontenjan yapılanması dahil top yekün bize karşı birleştiler..!

 

Eğer bir savaş var ise bu savaş HAÇ HİLAL savaşı olacaktır.


 Erkan Macit

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
EN SON YORUMLANANLAR
Trakya22 Haber Portali