Tabip Odası, “Acil tedbir alınmalı”

Türk Tabipler Birliği (TTB) Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Edirne Tekirdağ, Kırklareli ve İstanbul’un yer aldığı Batı Marmara’da Türkiye ortalamasının 2 katı vaka artışı görüldüğüne işaret ederek, virüsün yayılmasını azaltacak önlemlerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Tabip Odası, “Acil tedbir alınmalı”

Türk Tabipler Birliği (TTB) Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Edirne Tekirdağ, Kırklareli ve İstanbul’un yer aldığı Batı Marmara’da Türkiye ortalamasının 2 katı vaka artışı görüldüğüne işaret ederek, virüsün yayılmasını azaltacak önlemlerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Tabip Odası Lokalinde pandemi konulu basın toplantısı düzenledi.

“POZİTİF SAĞLIK ÇALIŞANI SAYISI 40 BİN’İ GEÇTİ”

Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgının ülkemizde de can almaya devam ettiğini hatırlatan Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Altun, “Birlikte yönetme, paylaşma ve bilimsel dayanaktan yoksun bir salgın yönetimi halk sağlığını tehdit ettiği gibi, bizlerin, sağlık çalışanlarının da sağlığını tehdit etmektedir. Önlenebilir bir hastalık olan Covid-19’dan şimdiye kadar 65’i hekim olmak üzere 145 sağlık emekçisini kaybetti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından 14 Ekim 2020 tarihinde yapılan açıklamada “Covid-19 pozitif sağlık çalışanı sayısının 40 bini geçtiği” belirtilmişti. Bu sayının sadece semptom gösteren sağlıkçıların sayısı mı, yoksa semptom göstersin veya göstermesin PCR ve BT ile tanı konan tüm sağlıkçıların sayısı mı olduğunu ne yazık ki bilmiyoruz; ancak bildiğimiz bir şey var; hala enfekte oluyor, hastalanıyor, malul kalıyor ve ölüyoruz. Hastalarla ilk temasta bulunan sağlık çalışanlarıdır. Bu nedenle birçok ülkede sağlık çalışanlarının toplumun diğer kesimlerine göre 4-5 kat daha fazla Covid-19 ile hastalandığı, hatta ülkemizde olduğu gibi bazı ülkelerde de 10 kattan fazla hastalanma riski taşıdıkları saptanmıştır” dedi.

“NEDEN MESLEK HASTALIĞI OLARAK KABUL EDİLMİYOR”

130 ülkede Kovid-19’un meslek hastalığı kabul edildiğini ancak Türkiye’de kabul edilmemesine bir anlam veremediklerini belirten Prof. Dr. Altun, “Sağlık çalışanlarının Covid-19 hastalığı “mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalıktır”, bunun için “Covid-19, sağlık çalışanları için meslek hastalığıdır”. Uluslararası Çalışma Örgütü ve birçok uluslararası örgüt, Covid-19 hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi yönünde açıklama yapmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da salgınının başlangıcında bu yönde değerlendirmeler yapılmış; sağlık çalışanlarının korunmasına yönelik önlemlerin alınması için ülkelere uyarılarda bulunulmuştur. 130’a yakın ülke tarafından Covid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmiştir. Dünyanın çoğu ülkesinde meslek hastalığı olarak kabul edilen Covid-19’un ülkemizde de meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için Türk Tabipleri Birliği ile birlikte bütün tabip odaları yoğun bir çalışma içerisindedir” dedi.

“30 MİLYON DOZ AŞIYA GEREKSİNİM VAR”

Türkiye’nin aşı da dışa bağımlı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Altun “Aylar önce, meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği ve bilim insanları tarafından, her yıl olduğu gibi sonbahar ile birlikte kapalı ortamlara geçişin grip ve grip benzeri hastalıklarda salgınlara yol açacağı, özellikle bu sene Covid-19 pandemisi nedeniyle konunun daha riskli bir hal alabileceği açıklanmıştı. Grip aşısı, gripten korunmada belli bir oranda koruyuculuk sağlamaktadır. Bir hastalıkla en etkin mücadele, o hastalıktan korunmaktır. Grip aşısı, Bilim Kurulu üyeleri tarafından da oldukça geniş bir kesime önerilmektedir. Ülkemizin aşıda dışa bağlı olması nedeniyle, Türk Tabipleri Birliği tarafından yeterince aşı siparişi verilmesi için daha önce uyarıda bulunulmuştu. Ancak 1.3 milyon aşı siparişi yapıldığı, ek olarak 800.000 aşı daha getirilmeye çalışıldığı bilinmektedir. Ülkemizde aşı yapılması önerilen 65 yaş üstü veya kronik hastalığı olan, fabrika, kışla, bakım evi gibi toplu yaşam alanlarında bulunan yurttaşlarımızın sayısı düşünüldüğünde yaklaşık 30 milyon doz aşıya gereksinim bulunmaktadır. Özellikle enfeksiyon bulaşı açısından yüksek riskli meslek grubu olan sağlık çalışanlarının sayısı bile 1 milyondan fazladır. Öncelikle sağlık çalışanları olmak üzere risk gurubunda yer alan tüm yurttaşlarımızın ücretsiz olarak aşılanması temel bir sağlık hakkıdır. Cumhuriyet’in büyük yokluklarla kurduğu, 2 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan 663 sayılı kararname ile kapatılan, ulusal aşı üretimi yapan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün önemi bu günlerde daha da anlaşılmaktadır” dedi.

“BATI MARMARA’DA ARTIŞ TÜRKİYE ORTALAMASININ 2 KATI”

Batı Marmara verilerini değerlendiren Altın “Salgın yönetiminin ne yazık ki iyi yürütülmediği görülmektedir. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 28 Ekim 2020 tarihindeki açıklamasında; hastalık artışının, İstanbul’a günlük gidişlerin fazla olduğu şehirlerde de yüksek olduğu belirtilmiştir. İstanbul’un yakın temaslısı olarak Tekirdağ’de yüzde 96, Edirne’de yüzde 91, Kırklareli’nde yüzde 71’lik artıştan bahsedilmiştir. Bu artış, son hafta ortalamasının bir önceki ayın ortalaması ile karşılaştırıldığında elde edilmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın web sayfasında yer alan “Covid-19 Haftalık Durum Raporu- Bir Önceki Haftaya Göre Değişim (% Değişim)” verilerinden yararlanılarak Batı Marmara verilerinin ülke verileri ile karşılaştırması yapıldığında (İstanbul verileri ayrı verildiği için Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’ne ait olduğu varsayılarak karşılaştırma yapılmıştır) Eylül ayının son haftasından itibaren Batı Marmara’daki olgu artışı Türkiye ortalamasının yaklaşık 2 katı olarak görülmektedir.

“BULGARİSTAN ÖLENLERİN SAYISI TÜRKİYE’Yİ YAKALADI”

Edirne’ye alışveriş için her gün onlarca kişinin geldiği 7 milyon nüfuslu komşu ülke Bulgaristan’da koronavirüsten bir günde ölenlerin sayısı nüfusu kendinden 12 kat daha büyük olan Türkiye’yi yakaladığını belirten Prof. Dr. Altun, “Komşu ülkede son 24 saatte 63 kişi hayatını kaybederek pandemi süresince rekor sayıda ölüm vakası gerçekleşti,” bilgisi yer almaktaydı. 04 Kasım 2020 tarihli Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise Covid-19 nedeniyle son 24 saatte 77 yurttaşımız hayatını kaybetmişti. 12 Kasım 2020 tarihli yerel gazetede yer alan haber göre Bulgaristan’da Covid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı; 10 Kasım tarihinde: 106 (Ülkemizde: 87) 11 Kasım tarihinde: 80 (Ülkemizde: 86) Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 Haftalık Durum Raporunda İstanbul’da 25.10.2020 günü dahil olmak üzere Covid-19’a bağlı toplam ölüm sayısı 3.253 olarak gösterilmektedir. Bilim Akademisi’nin platformu sarkac.org’ta 09.11.2020’de yayımlanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin verilerine dayanarak yapılan çalışmaya göre 12 Mart-4 Kasım 2020 tarihleri arasında İstanbul’da 2015-2019 ortalamasına kıyasla toplam 8.456 ek ölüm gerçekleştiğini belirtti” dedi.

“SALGININ KONTROL ALTINA ALINABİLMESİ İÇİN GEREKEN ÖNLEMLER”

Sınır kapıları derhal kapatılmalıdır. Şehre giriş-çıkış kısıtlaması, toplumsal hareketliliğin azaltılması, en az 14 gün süre ile sokağa çıkma kısıtlaması/yasağı (sosyal devlet ilkesine uygun olarak), temel-zorunlu ve acil mal/hizmet üreten işler dışında tüm işlerde çalışmaların durdurulması olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak, durduracak önlemler hızla hayata geçirilmelidir.  Salgınla mücadele hastanelerde değil, sahada kazanılır. Etkin bir filyasyon çalışması için birinci basamak sağlık hizmetlerindeki aile hekimliği-ilçe sağlık müdürlüğü ikiliği kaldırılmalı; aile sağlığı merkezleri hızla bölge tabanlı olarak organize edilmelidir. Salgının kontrol altına alınamamasının sorumluluğunu vatandaşlara yıkıp, sadece maske-mesafe-hijyen tekerlemesiyle pandemiyle başa çıkılamaz. Dünya Sağlık Örgütü’nün başından beri önerdiği gibi çok sayıda test yaparak hastalık tanısı konanlara katı bir izolasyon uygulamak; evde izolasyon koşullarının sağlanamadığı durumlarda yerel yönetimlerle de iş birliği yaparak barınma olanakları sağlamaktır. Covid-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık hizmeti ihtiyacı daha fazla bekletilmemeli, derhal “temiz hastane” uygulamasına geçilmelidir. Bölge ve nüfus özellikleri dikkate alınarak pandemi dışı hastaneler belirlenmeli ve ilan edilmelidir. Temiz hastane olarak kamu hastaneleri yeterli olmadığında özel hastanelerden bu amaçla yararlanılabilir, ancak özel hastanelere başvuran hastalardan “ücret farkı” alınmamalıdır. Covid-19 dışı hastaların sağlığa erişimi bu biçimde sağlanarak yurttaşlarımızın zarar görmesi önlenmelidir.  Kamu hastaneleri yeterli olmadığında, özel hastanelerde tedavi edilen Covid-19 hastalarından ücret talep edilmesine hiçbir biçimde göz yumulamaz. Kamu sağlık kurumlarının ihtiyaca cevap veremediği her durumda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır. Sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonu arttırmak için ek ödeme adaletsizliği giderilmeli, performansa bağlı ödeme şekillerinden vazgeçilerek maaşlar insanca yaşamı sağlayacak düzeye getirilmelidir.  Sağlık çalışanları için güvenli çalışma koşulları sağlanmalı, düzenli test yapılmalı, grip aşıları “ücretsiz” yapılmalı ve Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir. Sağlık Bakanlığı ve Bakanlık Bilim Kurulu, konu ile doğrudan ilgili olan uzmanlık derneklerinin görüşlerine şeffaf ve açık biçimde başvurmalı, hatta bu görüş raporları kamunun erişimine açık olmalıdır. Pandeminin başından beri edinilen tüm sağlık verileri “şeffaf” biçimde paylaşılmalıdır. Ülkemizde salgının sekiz aydır kontrol altına alınamaması, on binlerce yurttaşımızın hayatına mal olan pandemi sürecinden “başarı hikayesi çıkarma” anlayışı yerine, bugüne kadar izlenen eksik, yanlış, tutarsız uygulamalara derhal son verilmeli; acilen aklın ve bilimin ışığında, açık, şeffaf, güvenilir, toplumun bütün kesimlerinin katılımına açık yeni bir salgın politikası oluşturulmalıdır”dedi.

https://www.trakya22.com adresinden 29 Mart 2024, 03:53 tarihinde yazdırılmıştır.